Son dönemlerde çocuklarından şikâyet eden anne babalar, bir şeyi defalarca söylediklerini ama çocuklarının bir türlü harekete geçmediklerini söylüyorlar. İşin yapılmadığını görünce evde seslerin yükseldiğini; bu durumun da aile atmosferini olumsuz yönde etkilediğini ifade ediyorlar. Onları dışarıdan izleyen bir göz olsa devamlı konuşan bir ebeveyn ve bu yönergelere duyarsız bir çocuk görebilir. Ailelerin de ifade ettiği gibi bu durum iki tarafı da gerginleştirir. Ebeveyn çocuk ilişkisinin genel durumu “gergin” olarak belirlenir.
Bir şeylerin değişmesi gerekir. Tüm faturanın çocuğa kesilmesi genel bir tutumdur. Çocuğun yönergeleri almadığı durumundan yola çıkarak “dikkat dağınıklığı”, “dürtü bozukluğu”, “teknoloji bağımlılığı”, “dalgınlık” gibi alanlarda çocuğun düzeltilmesi durumunda sorunu çözüleceğine kanaat getirilir. Ebeveynler genelde merceği kendi üzerlerine tutmazlar. Kendi anne babalarının tutumları ile kendi tutumlarını kıyaslarlar ve kat kat daha ilgili anne babalar olduklarına karar verirler. Problemin çocukta olduğuna iyice inanırlar.
Problemin aslına bakmak gerekir. Yeni nesil anne babaların en büyük korkusu çocuklarının hata yapmasıdır. Bu kanıya varmamın en büyük sebebi kendi tecrübelerini çocuklara aktarma çabalarıdır. Çocuklar yaşayarak bir şeyleri öğrenmek isterler ama bu bakış açısı hata yapama olasılığını da birlikte getirir. Anne babaların bu riske tahammülleri olmadığı için en hatasız yaşama tecrübelerini çocuklarına aktarırlar. Anlamaları için bunu defalarca söylerler. Hayatın her alanıyla ilgili söyleyecekleri o kadar çok sözleri vardır ki çocukların üzerine kurulan tecrübe cümleleri veya nasihat cümleleri sağanak halinde yağar. Okul başarıları, yemek alışkanlıkları, giyinme kuralları, arkadaşlık ilişkileri, gelecek kaygıları gibi başlıklarda onlarca cümle çocukların üzerine akar. Çocukların üzerinde istenmeyen bir gelişme olur. Adı, “Sistematik Duyarsızlaşma”. Her alanda uyarı alan çocuklar bu uyarılara karşı sistematik duyarsızlaşma yaşamaya başlarlar. Bu nedenle defalarca söylenen sözler çocuklar üzerinde etki bırakmaz.
Yapılaması gereken işlerin başında yönergeleri seyreltmek olmalıdır. Çocuklara güvenmek ikinci sıraya alınabilir. Hata yaptıklarında bunu normal karşılamak da yapılacak işler arasına alınmalıdır. Sonuçtan çok çocukların süreçte yaptıkları mücadele takdir edilmelidir.
Bu basit yöntemleri hayata geçirdiğinizde edindikleriniz inanılmaz olacaktır. Aile atmosferi olumlu yönde etkilenecek ve çocuğunuzla iletişim kaliteniz artacaktır. Kendine güvenen çocuklarınız olacaktır. Hata yapabildiğini ve sonuçta her şeyin kötü olmadığını gören çocukların tahammül seviyeleri artacaktır. Bu becerileri kazandırdığınız çocukların hayatlarında başarılı olmaları sürpriz bir sonuç olmayacaktır.